Hepimiz Birimizden Daha İyiyiz.
Lise ve üniversite yıllarında sadece yetenek ve meslek değil dostlarınızı da kazanırsınız. Dostlarınız sadece yakın arkadaşlarınız değil aynı zamanda en değerli sermayeniz olan insan kaynağınızdır.
Bilmediğiniz bir şeyi öğrenmek için birilerinin yanınızda olması, başarılı olsanız da danışacağınız akil birisinin bulunması kendinizi güvende hissetmenizi sağlar.
Günlük hayatın akışı sizi yorduğu zaman sadece öğrenmek değil rahatlamak için de paylaşmak istersiniz. Aklınızdakini paylaştığınızda sorununuzun çözülmesi ya da arkadaşınızın size verdiği bir fikir kendinizi iyi hissettirir. İnsanların birbirine her zaman ihtiyacı vardır.
Bilgi Devrimi Paylaşımla Oldu.
Bilgi devriminden önce dünya ile bağlantımız sadece televizyonla sınırlıydı. Yakın çevremizle bağlantımız dışında temas edebileceğimiz kimse yoktu. Sokakta bir yabancı gördüğümüz zaman onunla konuşmak ister, onun üzerinden başkalarıyla bağ kurmaya çalışırdık.
İnsan aklı kendini sınırlayan hiç bir engeli kabul etmedi. Bilim her zaman bir keşfin ya da buluşun sentezini yapıp zihnin sınırını genişletti. Dünyadaki tüm insanların birbirine kablosuz bağlanma hayalide bir zamanlar hayal olan telefon ve diğer iletişim araçlarının icadından sonra oldu. Birbirinden kopuk olan toplumlar, internetle beraber birbirine bağlanan ağ toplumlarına dönüştü.
İnsanın basit düşünüp bulduğu her şeyin ekonomik bir karşılığı olmuştur çünkü insan ekonomik bir varlıktır. Bugün dünyanın diğer ucunda bulunan birisine bağlanmanız bir tuş mesafesi kadar uzak. İnsanların birbirine daha çok bağlanması paylaşım ekonomisini beraberinde getirdi.
Bilginin paylaşarak çoğalması, sadece ekonomik olarak değil sosyal, siyasi, teknolojik ve kültürel anlamda dünyayı dönüştüren bilgi devrimini yarattı.
Her gün sohbet ederek, mesajlaşarak ya da mail atarak paylaşır, aklınızdakini ortaya çıkarırsınız. Buna sosyal medyayı da eklediğinizde gün içinde paylaştıklarınızın sayısı somut bir rakama ulaşır. Paylaşımın sanal ortamda çoğalması dijitalleşen bilginin en değerli kaynak olmasını sağladı. Bu değerin paylaşılarak çoğalması bilginin elde edilmesini ucuzlatsa da değerinden bir şey kaybettirmemiştir. Herkesin düşüncesini paylaşmasıyla son çeyrek yüzyılda tüm insanlık tarihinde oluşandan daha büyük bilgi birikimi ortaya çıktı.

İnsan Neden Paylaşır?
Paylaşmanın temelinde iyi duygular vardır. Kelimenin kökeni itibari ile olumlu hisler uyandırır. Sohbet ederken, kendinizi ifade ettiğiniz zaman mutlu olur bunu karşınızdakine de yansıtırsınız.
Basit bir düşünceyle başladığınız bir işin sonucu sizi şaşırtabilir. Paylaşmanın ilham verici etkisi inanılmaz yeni fikirler bulmanıza ve yeni bakış açıları yakalamanızı sağlar. Bir şeyi almak için önce vermeniz gerekir.
Bir paylaşımda bulunduğunuzda kendinizi iyi hissedersiniz. Bu, kendinizi ifade ettiğinizde çevrenizde uyandırdığınız etki ve yarattığı katma değerle alakalıdır. İnsan kendini anlatabildiği oranda maneviyatı da artar.
Paylaşmakta bir hayal vardır. Bir şeyi kurmak için yaptığınız başlangıca insanların katkı yapmasını beklersiniz. Kabul edildiğiniz her etkileşimde özgüveniniz artar ve daha çok paylaşmak istersiniz. Zihninizin sınırları genişledikçe daha iyisini hep bulursunuz.
Herkes eşit bir şekilde aradaki statü ve bilgi farkına bakmadan özgürce kendini ifade ettiğinde eşitlik artar.
Paylaşarak Büyüyoruz.
Paylaşarak büyümenin çıkış noktası, en etkili ekonomik birim olan insandır. Wikipedia hep yazılmaya devam eder çünkü bilgi sınırsızdır ve paylaşarak devamlı üretilir. İnsanlar öğrendiklerini Wikipedia’ya ekleyerek sitenin büyümesine yardımcı olur.

Teknolojiyi paylaşmak, fikrinizi paylaşmak, yaptığınızı, yediğinizi ya da bulduğunuzu paylaşmak insanlarda büyük düşüncelerin uyanmasını sağlar. Start Up şirketleri bilgi paylaşımının kurumsallaşması sonucu hayatımıza girmiştir.
Paylaşarak sosyal sermaye artar. Niteliği yüksek bir network ile daha az nitelikli çevreler arasındaki paylaşımlarda ortalama yükselir.
Yeni fikirler yeni iş modellerini de beraberinde getirir. Paylaşarak ortaya çıkan bilginin paraya çevrilmesiyle sosyal medyada içerik üretip paylaşan ve para kazanan çok büyük bir genç kesim var. Bankalar, tüketici analizleri yaparak kişiye uygun dijital ödeme yöntemleri geliştirip bizi nakitsiz topluma götürmektedir.
Bir iş kurmak istediğinizde, bir şeyi merak ettiğinizde artık arkadaş çevrenizden daha çok internette araştırma yaparsınız. Daha önce paylaşılarak oluşturulmuş bilgiden bir bedel ödemeden faydalanırsınız. Forumlara girer başkalarının tecrübelerini inceler, siz de kendi tecrübelerinizi aktararak iyi bir şey yapmaya dönük paylaşımlarınızla katkı sunarsınız.
Bilgi Güçtür, Paylaşarak Çoğalır.
Yazdığınız her yazı, paylaştığınız resim ya da emoji büyük veri sağlar. Her paylaşımınızda kendinizle ilgili bir ipucu verirsiniz.Sosyal medya platformları bu verileri analiz ederek kategorize eder ve benzer paylaşımları yapmanız için sizi uygun kişi ya da gruplara yönlendirir. Yaşadığımız çağda değer kağıtta değil bilgidedir.
Yaşadığımız dönemin özelliğine uygun, paylaşmanın getirdiği hayal gücü yeni girişimcilik modelleri ortaya çıkardı. Normalde sahiplik ilkesine göre kiralama ya da satın almayla yapılan klasik girişimciliğin yanında herkesin elindekini bir amaç için organize edip piyasaya sunduğu bir pazarlama modeli ortaya çıktı. Air BNB, Uber gibi şirketlerin bir oteli ya da arabası yok.
Bahsettiğimiz bilgi paylaşımı modelinin sembol şirketlerine baktığımız zaman bilginin ne kadar değer yarattığını görebiliriz. Bunların başında Facebook geliyor. Diğer sosyal medya platformları hala onu yakalamaya çalışıyor. Her ay 3 milyar insan Fecebook’u aktif kullanıyor.

Facebook kullanıcıları, yayınlanan haberlerin %50 sini arkadaşlarının paylaşımlarından ve takip ettiği kişilerden öğreniyor.
Bilginin bu kadar değerli olması internette bilgi kirliliğini yarattı. Bilginin peşinde olan kötü niyetli girişimleri engelleyebilmek adına bugün Twitter, doğru bilgi kaynağını gösteren mavi tiki 1000 dolara varan fiyatlara satarken farklı yöntemlerin arayışına devam ediyor.
Paylaşım, Yönetim Anlayışını Değiştiriyor.
Paylaşarak herkes geleceğin dünyasına bir tuğla koyar. Attığınız bir tweet, yazdığınız bir blog ya da arkadaşınızın paylaşımını sizin de paylaşmanız dünyadaki cinsiyet eşitsizliğine, eğitime, gelir adaletsizliğine, iklim değişikliğine kadar dünyanın çözmesi gereken öncelikli sorunların çözümüne katkı sunar. Farklı cins ve ırkların seslerini duyurmaları, haksızlığa karşı durmaları, iyi olana katkı sunmaları, teknoloji atılımları ve işbirlikleri oluşturmaları dünya üzerinde gerçek demokrasinin kurulma umudunu güçlendirir. Bilgi çağı bizi sınırsız bir dünyaya götürmektedir.
Değişen dönemin hızına ayak uydurabilmek için şirketler sürekli öğrenmeyi bir kurum kültürüne dönüştürme çabasındalar. Teknoloji kendini sürekli yenilerken şirketler bu hıza uyum sağlayabilmek için çalışanlarına yeni yetenekler kazandırmaya çalışıyor.
Değişen şartlara uyum sağlamak sadece kurumların katkılarıyla yeterli olmaz. Eğer birey olarak değişimi içselleştirmezseniz niyetler ne kadar iyi olsa da çabalar yetersiz kalır.
Eğer paylaşabiliyorsanız öğrenmeye de açıksınız demektir. Çalıştığınız şirket sizi yönetmeniz için yetkili kılabilir ama yöneteceğiniz ekipten henüz yetki almamış olabilirsiniz.
Bir grubu yönetmek kendi kurallarınızı dayatmak değildir. Paylaşarak, size bağlı çalışanlarınızı yönetime dahil edersiniz. Herkesin fikrini söyleyebildiği bir ortamda ortaya çıkan sonuç özellikle yöneticinin kariyeri açısından olumlu olur. Böyle bir ortam yaratabilirseniz çevrenizin size olan güveni artar ve ekibiniz fikirlerinize sadık olur.
Paylaşarak yönetebilirseniz kendinizi de keşfetmiş olursunuz çünkü bu sizi devamlı öğrenmeye zorlar. İyi bir lider olarak tutumunuzu alt kademelere sirayet ettirirseniz öğrenen bir organizasyon olarak hayal bile edemeyeceğiniz işlere zamanla imza atar ve ekibinizden çok iyi yönetici adaylarını piyasaya sunmuş olursunuz.
Paylaşmak bulaşıcıdır. Kendinizi keşfederek başardıklarınız örnek alınarak hikayeniz başka yerlerde anlatılır.
Sonuç
Bundan 20 yıl önce dünyanın en değerli şirketleri petrol ve otomotiv sektöründeydi. Bulundukları konuma 100 yılda geldiler. Teknoloji, insanları birbirine bağlayarak bir bilgi patlaması yaşanmasına sebep oldu. Bugün dünyanın en değerli şirketleri teknoloji sektöründe ve bu duruma 20 yılda gelindi.
Bilgi miktarındaki geometrik artış bu akışı yönetebilmek için yeni yöntemlere ihtiyacı doğurdu. Bilgi çağı insan zihnini zorlayan bir noktaya geldi ve bilginin işlenmesi için artık makinelerin de birbiriyle paylaşması ve öğrenmesi gerekiyor. Daha çok insanın birbirine bağlanmasını sağlamak için artık yapay zeka var. 2030 yılında 30 milyar cihazın birbirine bağlanacağı tahmin ediliyor. Bu başka bir yazı konusu olduğu için burada bırakalım ama teknoloji devrimiyle nasıl bir yola çıktığımızı anlamak için kısaca belirtmiş olalım.
“Paylaşarak Geleceğin Dünyasına Bir Tuğla Koy.” için bir yanıt
[…] Son çeyrek yüzyılda yaratılan bilgiyi işlemek artık insan zihninin tek başına altından kalkabileceği bir yük olmaktan çıktı. Yapay zeka bir zorunluluk olarak beraber yaşamak zorunda olduğumuz bir vakıa. […]