Mastodon
KültürTeknolojiYaşam

Geleceğinizi Belirleyen Üniversite mi, Yetenek mi?

Geçtiğimiz yüzyılda herkesin bilgiye ulaşma fırsatı yoktu. Belli bir kesimin üniversiteye gitme şansı olurdu. Eğer bir aile işiniz yoksa ya da kariyer yapacak bir üniversiteye de gidememişseniz seçenekleriniz kısıtlıydı. Daha çok kazanmak için daha çok risk almak zorundaydınız. Bugün geldiğimiz noktada diplomanız olmadan da bir kariyeriniz olabilir.

Bir üniversiteye girdiğinizde kariyer elde edebilmek için öncelikle 4 yıllık bir lisans programını bitirmeniz gerekiyor. İşe başladığınız zaman , konunun uzmanı olmak için de yaklaşık 10 yıl (bazen daha fazla) harcamanız gerekli. Tabi bu ideal olan. Üniversiteyi 1 yıl uzattığınızı ya da hazırlık sınıfını okuduğunuzu düşündüğünüzde en iyi ihtimalle 15 yılınız kariyer için geçiyor.

Bunu 90’larda konuşuyor olsaydık kariyer için bu şart derdim. Ama yaşadığımız çağda, bugün öğrendiğimiz bilginin yarın eskidiği bir ortamda, 15 yıl sonunda edindiğimiz bunca birikimin günün ihtiyaçlarını karşılamadığını görmek gerçekten acı verici değil mi? Aldığımız diplomalar, sertifikalar bundan sonra ne kadar geçerli olabilir? Robotların gündelik hayata daha sık girdiği bir dünyada edindiğimiz kariyer bize ne kadar rekabet gücü sağlar?

Borsa işlemlerinden uçakları kullanmaya, en basit emek gücünden savaşmaya (drone, robot savaşçılar) kadar yönetimin robotlara devrinden bahsedilen bir dünyada eski kodlarla işlediğimiz zihin ne işimize yarar?

Amacım karamsarlık aşılamak değil. Aksine, çok büyük fırsatların da ortaya çıktığını belirtmek isterim. Teknoloji her ne kadar işlerimizi tehdit ediyorsa da çözümlerini yine kendisi bize sunuyor. Eğer çözüm istiyorsak bunun bir bedeli olacak tabi. Basit bir şart aslında. Baktığımız yere artık bakmayacağız. Aynı yere bakan, bakmakta inat eden için hayat gerçekten çok zor. Ama bakış açısını esneten, bu durumu daha kolay atlatacak.

Önümüzdeki yıllarda öğrenebilen ve adapte olabilen hayatta kalacak. Bunu söylüyorum çünkü birden fazla başlangıç yapmak zorunda kalabiliriz. 

Başarmak İçin Diplomaya İhtiyacınız Yok.

Hayatta kendi ayaklarınızın üstünde durabilmek için iyi bir eğitim geçmişinizin olması gerekir.  Bunu böyle biliriz. Çocuklarınızın da aynı yolu izlemesini beklersiniz. Üniversiteye gidemezlerse meslek sahibi olamayacaklarını düşünürsünüz ama yetenek kazanamazlarsa kaybedecekleri çok aklınıza gelmez. 

Sadece üniversiteye gitmek yetmez, yeteneklerini geliştirebileceği ve iyi bir özgeçmiş yaratabileceği bir üniversiteye gitmesi gerekir. Bunun için de çocukların sistemli ve disiplinli bir çalışma içinde olması lazım. Ne var ki ebeveynler dönemin şartlarından biraz rahatsız. Çocuklarının geleceklerinden, bir üniversiteye gidemezlerse meslek sahibi olamayacaklarından endişe ediyorlar.

Bir gelecek kurmak için kendi geçtikleri yoldan geçerlerse başarılı olabilecekleri düşüncesindeler. İyi bir eğitim hayatı sonucu alınan diplomanın iyi bir kariyer getireceğine inanıyorlar. İşin aslına bakarsanız endişe etmekte haklı oldukları sebepler var. Her ne kadar eğitimde fırsat eşitliğinden bahsetsek de bu sadece görünüştedir.

Gelir adaletsizliği eğitimdeki en büyük fırsat eşitsizliğini yaratır. Kimisi çok yetenekli değildir ama geliri yüksek olduğu için daha iyi bir eğitime kavuşur. Bunun sonucunda elde ettiği kariyerle hayata daha erken başlar. Bu böyle olsa da yaşadığımız değişimin getirdiği birçok fırsat gelir adaletsizliğinin yarattığı eşitsizliği dengeler. Bir kesim daha avantajlı olsa da kariyer peşinde koşmaları, teknolojinin sunduğu yeni fırsatları görmelerini engeller.

İlk başta anne ve babaların kaygılarıyla söze başlasak da esas baskı gençlerin üzerinde. Onlar hem gelecek kaygısı hem de ebeveynlerin duygusal baskısı altında ezilmekteler.

Büyükler, çocukları üzerinde söz sahibi olmalı ama bu kendi hayat tarzlarını dayatmak şeklinde olmamalıdır. Ebeveynlerin çocuklarının geleceğini düşünmeleri doğaldır ama onlara akılla ve ölçülü  hareket ederlerse başarılı olabileceklerini anlatmaları gerekir.

Diplomanız Yakında Geçerliliğini Yitirebilir.

Diploma bazı temel becerileri aldığınızı gösteren bir belgedir. Eski düzene göre düşünülmüş bir projedir. Değişimin yavaş ilerlediği, aldığınız eğitimin hiç eskimeyeceği düşünülerek kurgulanmış bir düzenin sonucunda verilen yeterlilik belgesidir. 

Bugün yeni dediğimiz şeyin ömrünün aylarla sınırlı olduğu bir çağda okutulan müfredat geçerliliğini koruyamaz. Bugün eğitim sistemleri değişimi takip edemeyecek kadar hantaldır. Bu sebeple okulda öğrendiklerinize çok güvenemezsiniz. Hatta biraz daha ileri gidersek, gençlerin teknolojiyi benimseme hızı daha yüksek olduğu için öğretmen- öğrenci ilişkilerinde öğrenme süreci ters yönde yaşanıyor diyebiliriz. Aynı şekilde bu aile ilişkilerinde de geçerlidir.

Üniversite diploması artık iş bulmak için yeterli değil
Diploma sahibi olmak artık iş bulmak için yeterli değil

Bugünü anlamak için geçmişten kopmamak lazım. Bundan 15 yıl önce, dijital pazarlama, e ticaret, uzaktan eğitim gibi meslekler yoktu. Bazı kavramlar aklımızdan geçmezdi. Mesela yapay zeka, sanal dünya, sürücüsüz araba, nesnelerin interneti gibi kelimelerin ne anlama geldiğini bilmezdik. Bunun yanında evden çalışmak diye bir iş modeli olacağı aklımızdan geçmezdi. Bu sebeple yakın gelecekte de bugün bilmediğimiz birçok meslek karşımıza çıkmaya devam edecektir.

Yaşadığımız değişimin hızı ve şiddeti bizi başka bir zaman ve bilinç boyutuna taşıdı. Teknolojik yenilikler yaşamımızın her safhasını şekillendirdikçe son 20 yılda yaşadıklarımızı sanki hayat boyu yaşamışız gibi hissettik. Akıllı telefonlar hayatımızın her döneminde varmış gibi zihnimize yerleşti. İnternet, hava ve su gibi insanın temel bir ihtiyacı haline gelirken bilgiye ulaşmak çok kolaylaştı.

Üniversite Maliyeti Artarken Alternatif Yöntemler Öne Çıkıyor.

Zaman en değerli sermayedir. Tüm hayatınız boyunca size verilen zamanı paraya çevirirsiniz. Bu yüzden zamanınızı yani paranızı nasıl harcadığınız çok önemli. Her anını iyi değerlendirmek adına sürekli öğrenmeniz ve güncel olmanız, sermayenizin sürekli büyümesi demektir.

Bugün kariyer yapmak için harcamanız gereken zaman yaklaşık 15 yıldır. Apple ilk telefonunu bundan 16 yıl önce çıkardı. Türkiye’de ilk iphone ilk satışını 2008 yılında yaptı. Son 20 yılda dünya, insanlık tarihinde eşi görülmeyen bir değişim yaşadı. Önümüzdeki yakın gelecekte değişimin bu hızla devam etmesi beklenirken tercihlerimize ayıracağımız zamanı çok iyi ölçmemiz gerekir.

Yükseköğretim, maliyeti her geçen gün arttığı için karlı bir yatırım olmaktan çıkmaya başladı. Öğrenciler zaten bir gelecek kaygısı içindeyken çektikleri kredilerin kendilerini daha da umutsuzluğa sürüklemesinden şikayetçiler. Ne var ki teknolojinin yaygınlaşmasıyla teknolojik ürünlerin fiyatlarının ucuzlaması, çözümü de beraberinde getirdi. Evinizde bir 3D yazıcı ile küçük şeyler üretip internetten satış yapmak için çok büyük sermayeye ihtiyacınız yok. 

Yetenek En Büyük Sermaye

Eğitim için yaptığınız harcamaların kar olarak dönmesini istiyorsanız yeteneklerinizi arttırmanız lazım. Kodlama öğrenmek, bir müzik aleti çalmak, ikinci dil biliyorsanız üçüncüsünü öğrenmek artık temel bir gereklilik. Sonuçta kendinize devamlı bir değer katmanız şart.  Üstelik bunları öğrenmek için üniversiteye gitmenize de gerek yok. 

Bugün internette biraz gezinerek her bilgiye ulaşabilir, herhangi bir kodlamaya gerek duymadan bir site oluşturup işinizi kurabilirsiniz. Yeteneklerinizi arttırabileceğiniz bir uzaktan eğitim sitesine girebilir ya da You Tube üzerinden kodlamadan emlakçılığa kadar birçok işi öğrenme fırsatı bulabilirsiniz. 

Yetenek kazanmak artık çok kolay
İnternetten yeni yetenekler kazanırsınız

Bunları yapmak bugün benim işime yaramıyor diye düşünmeyin lütfen. Toplumda yorulmadan kazanma alışkanlığı ve kolaycılık bir zeka belirtisi kabul edildiği için böyle düşünen çoktur ama bu düşüncede vizyon yoktur. Yaşam, gençliği ve yaşlılığıyla beraber bir bütün içinde yaşanır ve geçmişte kazandığınız yeteneği ne zaman kullanacağınızı bilemezsiniz. Bu zihniyet içindeyseniz kurtulmanızı tavsiye ederim aksi takdirde sizi çok zor bir hayatın beklediğini bilmelisiniz.

İnternet üzerinden öğrenmenin bir avantajı da ilham alarak öğrenme fırsatının olması. Benzer geçmişe sahip birisinin deneyimlerini dinlemek, okulda işin teorisini anlatan birisini dinlemekten daha heyecanlı olmalı. Deneyimin diplomadan daha geçerli olduğu bir dönemde yapmanız gereken sadece öğrenmek, güncel olmak ve çok çalışmak.

Diploma sahibi olmadan bir kariyer sahibi olamayacağınızı düşünebilirsiniz ama yeteneklerinizi kullanarak büyük bir girişimci olabilirsiniz. Üstelik hikayesi olan bir kariyer, belli kurallara uyarak elde edilen kariyerden daha değerlidir. 

Başarı Hikayeleri: Üniversite Olmadan da Hayat Devam Ediyor!

İnternet kullanımının artmasıyla insanlar birbirine daha çok bağlandı ve bildiklerini paylaşarak büyük bilgi birikimi sağladı. Bu bilgi birikiminden ilham alan birçok genç girişimci kendi işini kurarak yeni ufuklar açtı.

Mark Zuckerberg’de internetle beraber yeni hayaller kurup bunu hayata geçirebilen ve insanlara örnek olan bir girişimci. O da çağın getirdiği rüzgardan esinlenip aklındakini eyleme dökmeyi başarmış. Başlangıçta üniversitede öğrencilerin birbirine bağlanmasını sağlayarak popülerliğini arttırmak istemiş ama bugün Facebook’un geldiği nokta herhalde bir zamanlar onun da hayallerini aşan bir noktada olmalı.Zuckerberg’in yaptığını o dönem başka birisi de yapabilirdi ama basit düşündü ve o hayata geçirdi. 

Zuckerberg’in bir burun farkıyla bugün milyarlarca doları var. Üstelik Harvard gibi bir üniversiteyi bırakarak bunu 20 yılda başardı ve bugün bir diploması yok.

Bill Gates, bilgisayar yazılımını çalıştıracak bir işletim sisteminin olması gerektiğini düşündü ve o da Harvard’ı bırakarak Microsoft’u kurdu. Okulu bıraktığında Babası Henry Gates çok üzülmüş. Ama oğlunun başarısından ömür boyu gurur duymuş. Microsoft bugün dünyanın en değerli teknoloji şirketleri arasında.

Hepimizin çevresinde bir diploması olmadan hayatını kazanan ve işini kurmuş insanlar vardır. Değişimin getirdiği fırsatlardan faydalanan ve çok başarılı olanlar şu anda üniversite sınavını hayat meselesi görenlere bir şeyler anlatmakta. Başaramayanlar olacaktır ama bu diploma olmadığından değil adapte olamamaktan ileri gelir. 

Diploması olmayanlar olanlara göre, belli bir senaryoya bağlı kalmayacakları için, yaratıcılıkları daha çok olur. Hayat kaygısı çok olanın mücadele gücü her zaman yüksektir.

Şirketler Değişime Nasıl Adapte Oluyor?

Teknolojinin bu kadar hızlı değişmesine eğitim sistemi aynı hızda cevap veremedi. Birçok sektörde iş gücünün yeteneklerini güncelleme ihtiyacı ya da yeni becerileri kazanma zorunluluğu doğdu. Şirketler, kendi insan kaynaklarını yeniden eğitmek ve çalışanlarına ihtiyacı olan yeni beceriler kazandırmak amacıyla yetenek havuzları oluşturmaya başladı.

Teknoloji şirketleri, iş idaresi ve yönetimi gibi kendisine yabancı sektörlerden yetenekli elemanları transfer edip yeniden eğiterek istihdam etmeye başladı. Bu yüzden yeni mezunları işe almaktan çok elindeki deneyimli elemanları değerlendirme çabası içindeler. Firmalar, oluşan boşluğu sürekli öğrenme kültürünü yerleştirip öğrenmeyi kurumsallaştırarak aşmaya çalşıyor.

Firmalar İşe Alımlarda Nelere Dikkat Ediyor?

Şirketler hala önem verse de eğer işi doğru yapacağınıza inandırırsanız diplomayı göz ardı edebilir. Artık hangi üniversiteye gittiğinize değil işi nasıl yaptığınıza bakılmakta.

İşe alımlarda dikkat edilen diğer bir husus zor anlarda nasıl karar verdiğiniz. Çözümleri sizin geliştirip geliştirmediğiniz önemli bir ölçüt. Zor anlarda nasıl kararlar aldığınız, dayanma gücünüz, liderlik yeteneğiniz işe alımlarda göz önünde tutulan faktörler. Tüm bu yetenekleri bir diplomayla kazanamazsınız. Bu yeteneklere sahip olmanız sonucunda anlatacak bir şeylerinizin olması, sizi dinlemek isteyenleri etkileyecektir.

Sonuç

Uzun yıllar emek vererek alınan, insana değer katan bir diplomaya değersizdir demiyorum. Tıp, hukuk, mühendislik gibi bir meslek sahibi olmak için diplomaya ihtiyacınız var. Üniversite hayatında oluşturduğunuz çevreden sizinle aynı düşünceye sahip insanlarla tanışabilir, ortak vizyon oluşturabilirsiniz. 

Bir üniversiteden mezun olmak sizi hayata tam anlamıyla hazırlamaz. Diploma, sizi bir ücret almaya, yaratıcılığınızı sınırlayan bir ortama hazırladığı için üniversitede kazandıklarınız dışında yeni yetenekler edinmeniz gerekir.

Bugün büyük çoğunluğun hayalinde kurduğu mesleğe sahip olamadığı bu zamanda teknoloji, yeni hayaller kurabileceğiniz fırsatlar sunuyor.

Değişimin bu kadar hızlı olduğu, fırsatların yanınızdan vızır vızır geçtiği bir dünyada diploma sahibi olmadan da başarılı olabilirsiniz. Öğrenmenin hiçbir zaman bu kadar kolay olmadığı, bilginin bu kadar rahat ulaşıldığı bir çağda kimse kendisini otorite zannetmemeli. Başarılı olduğunuza karar veren okulda aldığınız notlar değil, adapte olmak zorunda olduğunuz değişimdir.

Hayal gücü olan ve çok çalışan, basit düşünüp çok büyük farklar yaratıyor.

Üniversiteye gitmemek hayatın sonu değil. Lütfen korkmayın. 

Hakan Tanar

Hakan Tanar, 1971 yılında Adana’da doğdu. Evli ve 2 çocuk babası. 30 yıl satış ve pazarlama sektöründe çalıştı. Satış temsilciliğinden üst düzey yöneticiliğe kadar farklı kademelerde görev yaptı. Kendi işini kurarak perakende sektöründe 8 yıl faaliyette bulundu. Edindiği en büyük tecrübe öğrenmenin hayat boyu sürdüğüdür. Yazmaya olan isteği ve öğrenmeye duyduğu merakı kendisinde kişisel blog kurma fikrini geliştirdi. Bilim, edebiyat, tarih ve felsefeye ilgi duyuyor. Bugün ilgi duyduğu konular hakkında bildiklerini ve öğrendiklerini Monolog’da paylaşıyor.