Mastodon
Yaşam

Güvenli internet: Yeni dijital düzende hayatın sigortası.

Bugün dünyada en önemli sorunların bir listesini yapmak istersek “Güvenli İnternet” herhalde listenin başlarında olurdu. Kuralların henüz tam oturmadığı dijital dünyada güvenle dolaşmak hepimizin önceliği olmalı.

Her gün milyarlarca insanın bir arama yaptığı, paylaştığı ya da bir şey sattığı internette siber güvenlik hepimiz için bir hayat sigortası. Öyle ki sosyal medyada çok takipçimizin olması, çok paramız olması kadar değerli bir şey oldu. Çok hızlı bir şekilde çok arkadaşımızın olduğu, çok insanla konuştuğumuz ama hiçbirini tanımadığımız yeni bir dijital düzen kuruyoruz. Çevremizde insanın olmadığı sanal topluluklarımızı yaratıyoruz.

İnternetle beraber birbirimize daha çok bağlandık. Sonuçta şu anda yaşadığımız dünyadan daha büyük bir sanal dünya yarattık. Ne var ki bir şeyi yaratırken çok farkında olmadığımız gibi bu dünyayı yaratırken de nasıl bir şey oluşturduğumuzun farkına varmadık.

Bugün geldiğimiz noktada yarattığımız dünyanın sınırlarını tahmin edemiyoruz. Üstelik bu dünyadan yavaş yavaş sanal dünyaya taşınıyoruz ve bunu yine farkında olmadan yapıyoruz.

Siber güvenlik, yeni kurduğumuz dijital düzende milli güvenlik sorunumuzdur. Yaşadığımız dünyada güçlü bir orduya sahip ülkeler nasıl sınırlarını koruyorsa insanlarda kişisel verilerini güçlü bir dijital güvenlik duvarıyla koruyabilir. Kişisel verilerimizi de dijital dünya hakkında güçlü bir farkındalığımız olursa koruyabiliriz.

Ne yaptığımızın farkında mıyız?

20. yy başlarında karşıdan karşıya geçmek için sağa ve sola bakmaya gerek yoktu. İnsanlar doğrudan karşıya bakar ve geçerlerdi. Araba kullanımının artmasıyla karşıya geçmek için sağa ve sola bakmak hayatta uyguladığımız temel yeteneklerden birisi oldu. Bugün yolda bir araba olmasa bile karşıdan karşıya geçerken sağa ve sola bakmak artık bilinçsizce yaptığımız otomatik bir davranış haline geldi. Teknoloji geliştikçe günlük hayatta uygulayacağımız temel yeteneklerimiz de farklılaştı. Bugün de yakın gelecekte içgüdümüz olacak temel siber yeteneklerimizi geliştiriyoruz.

İnternet, gelecekte yaşayacağımız dünyaya giden bir yol. Bugün neredeyse her hizmeti internet üzerinden alabileceğimiz bir e var. E-devlet, e-ticaret, e-mail, e hukuk gibi bir çok kavramın sanal karşılığı oluştu. Bu gidiş, e insan, e dünya ve daha birçok kavrama giden yolda evrilmeye devam ediyor

Sanal bir dünyaya taşınırken güvenli internet
Sanal bir dünyaya taşınıyoruz. Metaverse ile bu gerçek oluyor.

Böyle ilerleyen bir sürecin sonucunda yaratacağımız dünyanın yasaları bugün yaşadığımız düzenden farklı olur. Makinelerin hayata daha çok katılmasıyla geleceğin dünyasını yeni ahlaki, sosyal ve hukuki bir yapı şekillendirir.

Sağlam bir demokrasi: Güvenli internetin olmazsa olmazı

Şu anda internette muazzam bir bilgi kirliliği var. Üstelik yapay zekanın gelişmesiyle tam bir içerik çöplüğü oluşmuş durumda. Bu durum her yeniliğin bizi kolaya alıştırmasından kaynaklanıyor. İçerik üretmek kolaylaştıkça daha dikkatsiz davranıyoruz. Çok tekinsiz bir dünyada çok rahat hareket ediyoruz. Halbuki çok bilmediğimiz dijital sokaklarda gezerken her zamankinden daha dikkatli olmak zorundayız.

Her yeni düzen iyi amaçlarla başlar ama karşı akıl da kendini sürekli geliştirir. Webde yaptığımız her hareketin bu dünyada bir karşılığı vardır. Şu anda sanal dünyanın hukuki altyapısı henüz yetersiz olsa da bu düzeni devletlerden daha çok teknoloji şirketleri kuruyor. Mesela Google, webi geliştirecek güvenli araçları bulma çabası içinde daha çok insanı çevrimiçi tutmak için çalışıyor. Bunu da bireysel ayarları kişiye veren, bireylerin güvenliğine ve gizliliğine önem veren bir anlayışla yapıyor.

Google birçok araç geliştirse de en önemli misyonu bu geçişi güvenli bir şekilde sağlayacak güçlü bir demokrasiyi korumaya yardımcı olmaktır. Eğer yeni bir düzen kurulacaksa bu mevcut düzenin sağlıklı işlemesiyle gerçekleşir. Sonuçta yanlış ilkeler üzerine kurulan sistemlerde yanlış yolda ilerler.

Bugün hepimiz dijital dünyanın içinde olsak da çocuklar ve gençler kadar olamayız. Dijital dünyayla olan ilişkimiz çocuklar ve gençlerle kıyaslandığında çok küçük kalır. Bu sebeple güvenli bir internet ortamı için başlangıç noktamız çocuklar ve gençler olmalı. Üstelik öğrenme sürecinin tersine döndüğü yeni dijital düzende biz büyüklerin de bundan kazanacağımız çok şey var.

Z kuşağı ve güvenli internet

Bugün Z kuşağı dediğimiz nesil teknolojinin içine doğan ve onun bir parçası olan dijital dünya kurtlarıdır. Ben Z kuşağına akıl verecek durumda değilim çünkü kuşaklarımız arasında bir geçişme hatta bir bulanıklık dahi yok. Onlar birden bire patlayan, bambaşka değerlerin oluştuğu bir teknoloji çağının içine doğdu. Üstelik adapte olmaya çalıştığımız dijital dünya hakkında bilmediklerimizi onlara sorarak öğreniyoruz.

Benim ebeveynlerimle yaşadığım kuşak çatışmasında teknoloji bu kadar hızlı değişmediğinden kuşaklar arasında bulanık bir dönem vardı. Ne var ki aynı şey Z kuşağı ile bizim aramızda yok. Bu yüzden ben çocuğuma “Ben16 yaşımdayken..” diye başlayabileceğim bir cümle kuramıyorum. Bu sebeple aramızda bir kuşak çatışması değil, sınırları kalın çizgilerle çizilmiş birbirine benzemeyen iki dünya var.

Onlar bizim düşündüğümüzden farklı bir dünya kuruyorlar. Onların değerlerinin içinde benim değerlerim yok. Mesela başarmak için daha çok çalışmak benim için doğruyken onlar klasik yöntemleri dışlıyor. Bizim için hayatımızın merkezinde olan işimiz onlar için hayatı anlamlı yaşamak için gerekli olan araçlardan sadece bir tanesi.

Para kazanmak için ömür boyu çalışmayı anlamlı bir hayat için yanlış buluyorlar. Para kazanmanın teknolojiyle daha kolay olduğunu düşünüyorlar. Eğer mümkün olmazsa bunu dert etmiyorlar ve yaşayacağı kadar parayı yeterli buluyorlar. Belki de bizim unuttuğumuz değerleri bize hatırlatıyorlar. Teknolojiyi benimsedikleri için de internette güvenliğe daha az önem veriyorlar. Bazen yaşça büyük olanların ders verir gibi onlarla konuştuğunu gördükçe onlar adına üzülüyorum çünkü bir taşa konuşuyorlar.

Çocuklar gizliliğin önemini kavramalı.

Güvenli İnternetin ilk amacı çocuklar ve gençlerin öncelikli olarak farkındalıklarını arttırmaktır. Yapılan araştırmalar 15-24 yaş aralığındaki grubun internette daha fazla zaman geçirdiğini gösteriyor. Böyle olsa da pratik hayatımızdan bu yaş aralığının daha aşağıda olduğunu biliyoruz.

Statistic: Age distribution of internet users worldwide as of 2022, by region | Statista
2022 yılı verilerine göre Avrupa’da çocuk ve gençlerin internet kullanma oranı %98 Statista

Çoğu öğrenci olan bu yaş grubu her gün resim, yazı, ödev ve araştırmalar paylaşıyor. Bunun yanında beraber etkinlik düzenliyorlar. Henüz okul çağında olmayan çocuklar da internette sosyalleşebiliyor. Mesela çocuklar gruplar halinde oyunlar oynuyor ve son çıkan videoları izliyorlar. Ne var ki her gün milyarlarca insan internete giriyor ve herkesin iyi niyetli olduğunu söyleyemeyiz. Bu sebeple özel de olsa bilgi, resim, video ve yazılarımızı paylaşmadan önce dikkat etmemiz gereken bazı noktalar var.

Google, çocuklar ve ailelerin güvenli internete ulaşması için neler yapıyor?

Güvenli internet söz konusu olunca akla ilk gelen şirket Google oluyor. En büyük arama motoru olması kendisine sosyal bir sorumluluk yüklüyor. Yine konu güvenli internet olunca çocuklar ve ailelerin güvenliği öncelikli oluyor. Bu anlamda gelişim çağında olan çocukların ve gençlerin ihtiyaçlarına uygun uygulamaların geliştirilmesi gerekiyor.

Bu uygulamalar anne ve babaların çocuklarının çevrimiçi etkinliklerini izlemelerine imkan verir. Mesela ekran sürelerinin sınırlanması, içerik kısıtlamaları ve daha fazlasını kapsayan Family Link böyle bir uygulamadır. Buna ek olarak Google, ebeveynlerin teknolojiyi daha çok benimsemesi için yeni araçlar da geliştirmeye devam ediyor.

Her zamankinden daha fazla çocuk ve gencin internete giriyor olması cihaz kullanma yaşını düşürüyor. Bu da daha çok telefon ve tablet satılmasına sebep oluyor. Bu nedenle çocuklar, gençler ve aileler güvenli bir şekilde öğrenecekleri, büyüyecekleri ve oynayacakları yeni içeriklere ihtiyaç duyuyor.

Google, her ailenin teknolojiyle ilişkisinin farkında. Bu sebeple herkesin doğru deneyimleri yaşayabilmesi için uygun araçları sunarak doğru bir rehberlik sağlıyor. Bunu yaparken her alana ve yaşa uygun korumalar oluşturuyor. Mesela öğretmenlerin onayıyla geliştirilen uygulamaları bunların arasında sayabiliriz. Bu araçlar arasında yüksek kaliteli içeriklerin izlenme oranında %45 artış sağlayan You Tube Kids’in en iyi uygulamaları da bulunuyor.

Çocuklar ve gençler çevrimiçi güvende kalmak için neler yapmalı?

Dikkat etmeniz gereken şeyleri belirlemek için bilmeniz gereken internette herşeyin özel olmadığıdır. Bu kuralı özümsedikten sonra uygulayacağınız kuralların nedenlerini de daha iyi anlarsınız. Böylece daha sonra sizi rahatsız edecek tacizlerden de uzak durmuş olursunuz.

Bugün sosyal mühendislik istemediğiniz şeyleri yaptıran bir sanat haline geldi. İşin temelinde insan oldukça duygular sömürülmeye devam edecek. Psikolojik manipülasyonla insanların tutkularını kamçılayarak şifrelerini almaya devam edecekler. İyi hislerinden faydalanıp şantaj yapacaklar. Ne kadar önlem alırsanız alın işin içinde insan faktörü oldukça bu bitmeyecek. Mesela iyi niyetle tatilde yaptığınız paylaşımlar hırsızlar için bir fırsat yaratmaya devam edecek. Bu sebeple paylaştığınız her şeyin webde bir iz bıraktığını lütfen unutmayın.

Basit görünen kurallar internette güvenle gezinmenizi sağlar.

Uymanız gereken ilk kural tanımadığınız insanlarla özel bilgilerinizi paylaşmamaktır. Mesela bir bilgiyi paylaşmadan önce yakınlarınızın bunu görmek isteyip istemediğini kendinize sorun. Eğer görmeseler de olur derseniz lütfen koymayın.

İnternette içgüdülerin çok büyük önemi var. Mesela bir kişiyle iletişim kurduğunuzda eğer sizi rahatsız eden bir şey varsa ya da kendinizi tehlikede hissediyorsanız hemen teması kesin ve bunu güvendiğiniz bir yakınınızla paylaşın.

Birisiyle uzun süre online görüşüyor olsanız da bu onu çok iyi tanıdığınız anlamına gelmez. Bu sebeple yüz yüze görüşmemeniz daha doğrudur. Herkes size en iyi tarafını anlatır ama bahsettikleri gibi olmayabilirler. Yine de buluşmaya karar verirseniz halka açık bir yerde buluşmalı ve buluşmaya yanınızda biriyle gitmelisiniz. Ayrıca güvendiğiniz birine de nereye gittiğinizi ve kiminle buluştuğunuzu söylemeniz doğru olur.

İnternet, zaman geçirmek ve araştırma yapmak için mükemmel bir yerdir. Bu sebeple herkesin kendini güvende hissedecek tedbirleri alması gerekir. Bir şeyi paylaşmadan, sosyal medyada bir şey göndermeden ve tıklamadan önce düşünün. Eğer herkesin bilmesinde bir sakınca yoksa paylaşın. Böyle davranarak çevrenize de iyi bir dijital yurttaş olma konusunda örnek olursunuz.

Güvenli internet aynı zamanda dijital yurttaşlığın da şartlarından biridir.

Bugün siber zorlama sosyal medya, mesaj, ya da uygulama üzerinden rahatsız edilerek yapılıyor. Eğer böyle bir durumla karşılaşırsanız bundan kurtulmanın en doğru yolu onu bloklamak, mesajı silmek ya da cevap vermemektir. Eğer devam ediyorsa bunu yakınlarınızla ya da okul yöneticinizle paylaşmanız doğru olur. Neticede siber zorbalık bir tehdit içerir. Özel bilgileriniz kötü niyetli birinin eline geçtiğinde bunu tereddüt etmeden kullanır. Bu sebeple her zaman kişisel bilgilerinizi gizli tutmalısınız. İnternet ayarlarınızı sadece yakınlarınızın ve arkadaşlarınızın bilgilerinizi görecek şekilde düzenleyin. Ayrıca hiç bir zaman şifrenizi başka biriyle paylaşmayın. Şifreniz size özeldir ve internette güvenle gezinmek için oluşturursunuz. Bunun ciddiyetinde olmanız ve sizin iyiliğiniz için olan bir şeyi çok kolay paylaşmamanız gerekir.

Bir şeyi yapmadan önce aklınızla konuşun.

İnternette güvende olmak için sadece gizliliğe önem vermek yetmiyor. Aklımızı da kontrol altında tutmamız gerekiyor. İnternet, herkesin birbirini kolayca görebildiği ve etkileyebildiği çok geniş bir mecradır.

Sosyal medya hayatımızda kapladığı alanı hızla genişletiyor. Sosyal trend dediğimiz akımlar bazen o kadar tehlikeli oluyor ki hayati tehlike yaratıyor. Üstelik yapışan bir psikoljiyle hızla yayılıyor ve dünyada milyonlarca insanın bu akımlara katılmasına sebep oluyor.

Tik Tok’da ölüm çelmesi trendi insanları sakat bırakabilir. Bunun ötesinde ölüme sebep olabilir.

Sosyal medyada, günlük hayatta yapılmayacak sağlığa aykırı hareketler yapılıyor. Bu, sadece size değil çevrenize de zarar veriyor. Bu sebeple yapacaklarınızı kafanızda iyi tartın. Çok kısa bir sürede bir şeyi ispat etmek için alacağınız haz, yalnız sizi değil başka bir insanı da ömür boyu çekeceği acılarla baş başa bırakır.

İnsan: Siber güvenlikte en zayıf halka

Bugünkü teknolojik manzarada siber ortamda temas ettiğiniz her cihaz sizi takip edebilir. Mesela bunlardan biri bilgisayarınızda bulunan verileri çalmak için geliştirilmiş zararlılar adlı yazılımdır. Bu yazılımla klavyede bastığınız her tuşu takip eden hacker parolalarınızı ele geçirir. Bunun yanında oltalama olarak bilinen yalancı maillerle bilgileriniz istenebilir. Bu sebeple bilinmeyen yerden gelen dosyaları indirmemek gerekir. Bu saldırılardan kendinizi korumanın en iyi yolu önemli verilerinizi yedeklemektir. Örneğin bilgilerinizi bir buluta ya da harici bir depolama alanına yedekleyebilirsiniz. Bunun yanında her ortam için benzersiz parola oluşturmak ve anti-virüs yazılımları kullanmak sizi daha güvende tutacaktır.

Online dolandırıcılık, bugün siber korsanların çeşitli yöntemler uygulayarak kolaylıkla gerçekleştirdikleri bir olaydır. Örneğin şirketler kendini güçlü güvenlik duvarlarıyla korusa da çalışanlar aynı şeyi yapamazlar. Siber korsan, çalışanın sosyal medya hesaplarından gerekli bilgileri alıp şirket şifrelerine ulaşabilir. Hollywood filmlerinde bunun örneklerini görürüz. Mesela Görevimiz Tehlike’de Eaton Hunt en zayıf halkadan devletin top secret belgelerine böyle ulaşır.

Bunun yanında hackerlar insanı kandıracak çok farklı teknolojileri de üretebilir. Örneğin deep fake ile bir güvenlik kurulu oluşturup para transferi yaptırabilir.

İnternet büyüdükçe tehlikelerin çapı da büyüyor. Siber korsanlık bir sektör haline geliyor ama bu çok geniş bir konu olduğu için bunu ancak başka bir yazıda tartışabiliriz.

Güvenli İnternet Günü

Güvenli internette bütün mesele başta da söylediğimiz gibi farkındalığı arttırmaktır. En büyük tedbir en basit olanla başlar. Bu faaliyetlerin en önemli olanı bugün dünya çapında kutlanan “Güvenli İnternet Günüdür”.

Her yıl 06 Şubat’ta güvenli internet günü kutlanır. 2004 yılında AB’nin Safe Borders projesinin bir girişimi olarak başlayan etkinlik 2005 yılında Insafe ağı tarafından Güvenli İnternet Günü olarak kabul edildi. Insafe, Güvenli İnternet Merkezlerinden (SIC) oluşan bir Avrupa ağıdır. Her ulusal merkez, farkındalık ve eğitim kampanyaları uygular ve bir yardım hattı çalıştırır. Bunun yanında daha güvenli bir internet oluşturmaya yönelik kanıta dayalı ve kapsayıcı bir yaklaşımla gençlerle yakın işbirliği içinde çalışır.

Bugün Güvenli İnternet Günü, 190 ülkede, uluslararası bir etkinlik olarak kutlanmaya devam ediyor. Ayrıca etkinliği daha etkili yapmak amacıyla ağ dışında kalan ülkelerle de bağları güçlendirecek kampanyalar yapılıyor. Mesela 2009 yılında, kampanyanın dünya çapında tanıtılması amacıyla Daha Güvenli İnternet Günü Komiteleri oluşturuldu. 160’tan fazla küresel SID Komitesi ve kapsamındaki çalışanlar artık Avrupa Birliği’nin başkenti Brüksel’de Güvenli İnternet Günü Koordinasyon Ekibi ile yakın işbirliği içinde çalışıyor.

Güvenli İnternet Günü her yıl siber zorbalık, ortaya çıkan çevrimiçi sorunlar ve güncel endişeler konusunda farkındalığı artırmayı amaçlıyor.  

Sonuç

İnterneti hayatımızın hemen her alanında kullanıyoruz. Bu nedenle herkesin çevrimiçi güvenlik konusunda bilgi sahibi olması önemlidir. Güvenli İnternet Günü aileler ve gençlerin yanında işyerleri, toplumsal kuruluşlar, okullar, sanayi ve hükümet gibi toplumun tümünü kapsar. Bu sebeple çevrimiçi eğitim ve güvenliğin faydalarını tanıtan önemli bir fırsattır. Böyle bir uluslararası etkinliğin olması farkındalığın artmasında önemli katkılar sunmaktadır.

İnternette oturum açarken uygulamaları ve cihazları güvende tutarak ve gizlilik ayarlarınızı düzenli olarak gözden geçirerek güvenli bir şekilde bağlanmanız gerekir. Bunu yaparken çevrimiçi eylemlerinizin başkalarını ve güvenliğinizi nasıl etkileyebileceğini düşünün. Son olarak çevrimiçi ortamda nasıl güvende kalacağınızı ve çevrimiçi istismarı nasıl bildireceğinizi öğrenmek, kendinizle beraber başkalarını da korumanızı sağlar.

Hakan Tanar

Hakan Tanar, 1971 yılında Adana’da doğdu. Evli ve 2 çocuk babası. 30 yıl satış ve pazarlama sektöründe çalıştı. Satış temsilciliğinden üst düzey yöneticiliğe kadar farklı kademelerde görev yaptı. Kendi işini kurarak perakende sektöründe 8 yıl faaliyette bulundu. Edindiği en büyük tecrübe öğrenmenin hayat boyu sürdüğüdür. Yazmaya olan isteği ve öğrenmeye duyduğu merakı kendisinde kişisel blog kurma fikrini geliştirdi. Bilim, edebiyat, tarih ve felsefeye ilgi duyuyor. Bugün ilgi duyduğu konular hakkında bildiklerini ve öğrendiklerini Monolog’da paylaşıyor.