Cinsiyet

Spor Cinsiyet Ayrımı Yapmaz.

Sporun Toplumu Dönüştürme Gücü Var.

Nasıl yaşıyorsak yaşayalım, ister zengin ister fakir, sağlıklı ya da hasta, kadın ya da erkek olalım hiç fark etmez, hayatımızda zorluklar vardır ama yaşamak için her an hayata asılırız. İçimizdeki yenilenme isteği, kendimizi zinde tutacak faaliyetler yapmamızı sağlar. Spor yaptıkça hem kaslarımız ve zihnimiz gelişir hem de zamanımızı iyi geçirdiğimizi hissederiz. Spor bedenimizi ve zihnimizi nasıl tazelerse, içinde yaşadığımız toplumu da yeniler. Bugün yaşadığımız cinsiyet ayrımcılığı gibi toplumsal bir yara onun iyileştirici ve insanları birleştiren barışçıl gücü ile kapanabilir.

Spor yaparken ya da seyrederken alınan haz çok az şeyde yakalanır. Bir basketbolcunun dik sıçrayıp en üst seviyeye ulaşmadan önce sıçramanın ivmesiyle topu potaya fırlatması, havadayken topun gideceği mesafe ve eğimi öngörmesi, sonucunda topun deliğe girmesi.. Harika bir duygu..

Futbolcunun topun iç tarafına ayağının dışıyla vurması ve topun dış bükey kavis çizerek hedefine gidip gol olması.. Bir sihirbazı izler gibi izlersiniz. Buna sporda şapkadan tavşan çıkarmak denir.

Roberto Carlos’un fenomen vuruşu. Bir sporcu yeteneklerini geliştirirken duyusal zekası da gelişir. Sonucu hissederek hareketini öz güvenle yapar.

Tenisçinin, dışarıdan seyreden birisinin bunu karşılayamaz dediği servisi, raketi yere doğru 45 derece açıyla tutup, raketin geniş yüzeyiyle topu yumuşatması ve sanki rüzgar taşıyormuş gibi topun süzülerek karşı sahaya düşmesi insana büyük haz veren spor olaylarıdır.

Yıllarca spor yapmış ve spora ilgi duyan birisi olarak bu duyguların yalnız sahadaki oyunculara değil tribündeki seyirciye de nasıl zevk verdiğini anlayabiliyorum. Bu anlamda seyirci de sporcunun aldığı hazzın benzerini izleyerek alır. Alınan görsel zevk, insanların İlgi duydukları spor dalına bu kadar bağlanmasını ve hayatlarına anlam katmasını sağlar.

Kadın, Sporla Mücadele Gücünü Arttırıyor.

Spor, cinsiyet farkını, gelir adaletsizliğini ve kültürel farkları asgariye indirirek toplumda çeşitliliği sağlar. Ayrıca zorlayıcı etkisi, zihin ve kas gücünü geliştirir. Takım çalışması, öz güveni arttırmak, motivasyon hepsi spordan gelir. Sonuçta sporun toplumu dönüştürmesi, toplumu oluşturan bireyleri ruhen ve bedenen geliştirmesi sayesinde olur.

Cinsiyet eşitsizliği gibi bazı haksızlıkların giderilmesi çok uzun ve zor bir süreç gibi görünse de spor bu sürecin daha zevkli ve kısa sürede çözülmesine katkı sunar. Bugün kadınlar, haklarını alabilmek için yıllardır yaptıkları zorlu mücadeleyi, spor alanında gösterdikleri başarılarla eğlenerek kazanıyor. Yüz yıl çalışıp elde edemedikleri ilerlemeyi 10 yılda çok önemli bir noktaya getirdiler.

Çağımızda Kadın Öne Çıkıyor.

Kadınlar toplumun vazgeçilmez bir unsuru ve toplumsal hayatın yapı taşıdır. Teknolojinin gelişmesiyle kadınlar artık sadece sporla değil hayatın her alanında kendilerini gösterebiliyor. Hayallerini yakalamak ve yeni kariyer yapmak için karşılarına çıkan her fırsatı değerlendiriyorlar. Artık kadın, ilham alan değil daha çok veren durumuna geliyor. İlham alsa bile bu bir baba, eş ya da kardeş değil dünyada kendi alanında başarı göstermiş daha çok bir kadın profili oluyor.

Kadınların bu noktaya gelmesinde onların azmi ve inancı olduğu kadar sporun kitleleri harekete geçiren karlı bir alan olması da etkili oluyor. Şu anda belli branşlarda başarı gösteren kadınlar artık bu işten ciddi paralar kazanabiliyor. Reklam anlaşmaları ve sponsorluklar şirketlerin kar elde etmesiyle hızla artıyor. Bu durum kadın sporuna daha çok ilginin, daha çok paranın ve kadınlar arasında spora daha çok katılımın olmasını sağlıyor.

Rakamlar, Sporda Kadının Henüz Yolun Başında Olduğunu Gösteriyor.

Atletizm ve yüzme gibi dallarda kadınlar hep vardı ama kamuoyunda futbol gibi kitlesel ve spor sanayiinde çok önemli pazarı olan bir branşda başarı göstermeleri daha çok dikkat çekmelerini sağladı. Voleybol gibi nispeten daha az popüler olan bir branşı da kitlesel hale getirmeyi başardılar.

Fifa 2023 Dünya Kupası Ağustos ayında Avustralya ve Yeni Zelanda’da yapıldı. Son dünya kupasının sahibi İngiltere’yi 1-0 yenen İspanya’nın oldu. Son dünya kupasını toplamda 1.978.274 kişi izlemiş. 2019 yılında Fransa’da yapılan turnuvada 24 takım varken 2023 yılında bu rakam 32’ye çıkmış. Sydney’İn 75.000 kapasiteli Avustralya Stadyumunda oynanan 4 maçta da stad tam kapasite dolmuş.

Kadın spor müsabakalarını artık çok büyük kitleler izliyor. Teknolojinin daha ulaşılabilir olması yayılımı arttırıyor.

Yine 2019 yılında Fransa’daki turnuvada ortalama seyirci sayısı 9000 den bu sene 31.000’e yükselmiş. Toplamda ülkelerin takımlarına dağıttığı para ödülü 110 milyon doları aşmış.

Son dünya kupası ve diğer uluslararası turnuvalar dünyanın ilgisini kadın sporlarına daha çok çekti. Şu anda seyirci kalan ama gelecek turnuvalarda katılımcı olacak birçok küresel şirket, yerel firma ve seyirciyi düşünürsek rakamların bugün küçük kaldığını anlayabiliriz.

Eğer Haksızlığa Uğruyorsanız, Onu Karlı Hale Getirin!

Eğer bir mağduriyetiniz varsa ve gideremiyorsanız onu karlı hale getirerek farkındalığı arttırabilirsiniz. Hiç kimse yukarıdaki rakamlara kayıtsız kalamaz. Bunu şirketlerin kadın sporuna daha çok yatırım yapmasından, erkek ve kadınların kadın müsabakalarını nasıl heyecanla seyrettiklerini gözlemleyerek anlayabilirsiniz. Buna kadınların diğer branşlardaki başarılarını da dahil ederseniz kadının Spor Sanayine çok büyük katma değer yarattığını görürsünüz.

Yaşanan tüm anlaşmazlıkların altında ekonomik sebepler vardır. Tarihte yaşanan tüm savaşların temel sebebi, buna din savaşları da dahil, ekonomiktir. Sömürge imparatorlukları bu ekonomik savaşları toplumu dönüştürebilen ve kendine yakın bir sosyal sınıf yaratan spor, müzik ve dillerini sömürgeye ihraç ederek başarmıştır. Kriket, futbol hep Batı’ya ait oyunlardır.

Yaşadığımız kapitalist düzen eğer haksız bir uygulamanın kendisine fayda sağlayacağına inanırsa onu haklı gösterecek ahlaki kuralları geliştirir. Aynı şey bunun tersi için de geçerlidir. Uğradığınız haksızlığı gidermek eğer sisteme para kazandıracak bir duruma gelirse bunun çözüm yolları da üretilir.

Beğeni Ölçütlerimiz Değişiyor.

Bugüne kadar spor denince aklımıza erkeklerin oyunları gelirdi. Kadınların nispeten yavaşlığı ve zayıflığı, erkeklerin sert, mücadeleci ve hızlı oyununu aramamıza sebep oldu. Bu, yüzyıllardır sporun erkek egemenliğinde olması ve insanın neye alışırsa onu yaşamasıyla alakalıdır. Bugüne kadar sahalarda hep erkekleri seyretmemiz gözlerimizi o bildiğimiz ritim ve sertliğe alıştırmıştır.

Son yıllarda bu durum değişmeye başladı. Bir futbol sahası içinde gözlerimizin erkeklere göre alıştığı o simetri kadınlar lehine değişiyor. Daha önce gözlerimiz sahayı erkeklerin kapsayıcılığına göre parsellerken artık kadınların ölçülerine göre de kabul ediyor. Bir oyun sahasını daha çok kapsayan erkeklerin yanında oyun alanını daha çok görmeye başladığımız kadın müsabakalarına da gözlerimiz alışıyor.

Kadınların spordaki başarıları, bakış açılarında da farklılık yaratabilir. Mesela erkekler önceki başarılarından daha iyisini gerçekleştirdikleri zaman mutlu olabiliyor. Bu da onları mükemmelliyetçi yapıyor. Bireysel olarak erkeklerin dış faktörlere önem vermesi onları daha başarılı gösterebilir ama önceki başarılarının üzerinde bir sonuç alamadıkları zaman yönetici ve antrenörlerin sporcuyu motive etmesi zorlaşıyor. Erkek sporcuların mutsuzluğu çevresini de olumsuz etkileyen bir mutsuzlar ordusu yaratıyor.

Kadınlarda ise tam tersi bir durum yaşanıyor. Yapılan bir araştırmaya göre kadınların önceki başarılarını tekrar etmesi onlar açısından yeterli olabiliyor. Kadınlar iç dünyasında tatmini yakalarken erkekler aynı durumda kendilerini başarısız hissediyor. Kadınların tatmini böyle yakalaması erkeklerdeki başarı kriterini değiştirebilir ama aynı durum kadın içinde geçerlidir. Kadın, rekabetin hazzını aldıkça erkek gibi daha başarı odaklı oluyor. Kazanma duygusu, bugüne kadar özlem duyduklarını yapabilmek kendilerine “Neden daha iyisini yapamayayım?” gibi haklı bir soru sormasına sebep oluyor. Bu duygu, sadece toplumun değil kadının kendi içinde de hedeflerini yükseltmesine sebep oluyor.

Kadından Beklenti Artıyor!

Kadınların daha iyisini yapma motivasyonunun sebeplerinden birisi de yönetimin hala erkeklerin elinde olması. Erkeklerin yukarıda bahsettiğimiz gibi başarı odaklı olması ve artık kadınların bir fazlasını yapacaklarına inanmaları kadından beklentiyi arttırıyor. Aslında burada kadın ve erkeğin kendine has içgüdülerinin işbirliği, ayrımcılığın olmadığı bir dünyanın nasıl olacağı konusunda bize bir fikir veriyor. Her iki tarafın ortak katkılarıyla elde edilen başarı, hayatın diğer alanlarına da olumlu yansıyor.

Kadınların spor üzerinden toplumda yaydığı olumlu havayı seyirciler arasında da görebiliriz. En kaba tezaruhatın yapıldığı futbolda bile tribünlerde hava değişiyor. Taraftar profili değişirken sporun toplumu etkileme gücünü düşünürsek bunun toplum üzerinde olumlu etkisini görmemek imkansız. Mutlu bir toplum yaratmak için kadınların yalnız sporda değil her alanda katılımının yükselmesi gerekir ve spor bunu hızlandıran bir faaliyettir.

Kadınların tutkulu çalışmasıyla yarattıkları dayanıklılık ve hız, alıştığımız erkek hız ve gücüne yaklaşıyor. Eskiden gözlerimizin aradığı erkek sertliğini voleybol ve futbol gibi branşlarda kadınlarda verebiliyor. Kadınların verdiği coşku erkeklerden daha çok olabiliyor çünkü bazı ilkleri kadınlar sayesinde yaşayarak görebiliyoruz.

Türkiye Milletler Liginde 1. sırada
Kadınlar sporda her geçen gün daha da ilerliyorlar. Türk Voleybol Milli Takımı, hem Milletler Ligi’ni hemde Avrupa Şampiyonasını kazanarak bizi gururlandırdı.

Yıllarca erkeklerde yaşayamadığımız milli gururu kadınlarla daha kısa sürede yaşıyoruz. Voleybolda milli takım düzeyinde Avrupa Şampiyonu olmak, Milletler Arası Ligde dünyanın sporda tartışmasız en büyük ülkelerini yenmek ve zirveye oturmak, milli gururumuzu okşayan, hedeflerimizi büyüten ve öz güvenimizi arttıran bir olaydır. Bu sadece bize mahsus değildir. Her toplumda kadınların başarısı, tıpkı futbolda İspanya Milli Takımı’nın dünya şampiyonu olması gibi, ülkelerini gururlandırmaktadır.

Kronik Sorunların Sebebi, Kadınların Üretim ve Siyasetteki Eksikliğidir.

Sporun görsel ve bedensel bir zevk olmasının yanında siyasi olarak da misyonu vardır. Ülkeler ekonomik yönden geri kalsa da sportif başarılarının olması onların dünya çapında tanınmalarına sebep olur. Sporla sağladıkları itibarı ekonomik olarak kullanırlar. Spor sayesinde tanınmaları dünya kamuoyu nazarında kendilerine itibar sağlar. Bu itibarı paraya çevirerek siyasi nüfuz da yaratırlar.

Nitelikli Kadın, Nitelikli Toplum!

Kadınların spordaki başarısını nasıl düşünmek isterseniz buradan o kadar olumlu anlam çıkarabilirsiniz. Eğer konuya sadece para kazanmak olarak bakarsanız sporda kazanılan başarının paraya tahvil edileceği birçok alan bulursunuz. Kadın spor sektörünün yaratacağı istihdamdan sektörün oluşturacağı yan faaliyetler olan reklam ürünleri ve pazarlamasına kadar bir çok alanda refah arttırıcı faaliyet ortaya çıkar.

Eğer iyi tanınmak olarak değerlendirirseniz dünya kamuoyu önünde ülkenin vizyonu, tanınması, nasıl bir ülke olduğu konusunda kadından daha değerli bir ölçüt bulamazsınız. Bir ülke hakkında fikir sahibi olmak istiyorsanız kadınların hangi işleri yaptığını, sektörlere yayılımını, toplum ve aile içindeki konumunu ve ona verilen değeri incelemeniz yeterlidir.

Eğer konuya gelecek açısından bakarsanız kadınların kendini ifade edebildiği bir toplumun daha mutlu ve üretken olacağını düşünmek için çok zeki olmanıza gerek yoktur. Spor ve diğer alanlarda kariyer yapan, konuşan ve kabul edilen kadının, bir toplumun geleceği açısından çok önemli olan çocuğun gelişimindeki etkisi, çocuğu ve eşi ile kuracağı ilişkinin anlamı, toplumda kabul edilmeyen kadına göre daha olumlu olacaktır. Bizim gibi gelişmesini tamamlayamamış ama kadının yavaş yavaş katkısının arttığı bir ülke de olsa, sporda zirveyi yakaladığı gibi, bir gün nerede olacağını görürsünüz.

Olayın neresinden bakarsanız bakın cinsiyet ayrımcılığının bitmesi sadece cinsiyet sorununu değil dünyanın karşı karşıya olduğu gelir adaletsizliği, iklim, eğitim gibi dünyanın yarısının kayıt dışı kalmasından ötürü yaşadığımız birçok sorunun çözümüne dolaylı katkı sunar.

Sonuç

Kadın, yüzlerce yıl boyunca kendisine verilmiş rolün karşılığı olarak bu duruma bilerek getirildi. Teknolojinin hızlı gelişmesi ile yaşadığımız çağ, kadını daha çok öne çıkarmaya başladı.

Aslında cinsiyet ayrımcılığı diye bir sorunun artık kalmadığını sadece kadınların körelen içgüdülerini yeniden kazanmak için zamana ihtiyaçları olduğunu söyleyebiliriz. Hala kadınların toplumda hak ettiği yere gelmediğini söyleyenlere kadınların sezgilerinin yüzlerce yıldır örselendiğini hatırlatmak isterim. Hatta kadınların bu işi abartmadan, zamana bırakarak ve sabırla götürmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Cinsiyet ayrımcılığının bitmesi erkekleri de olumlu yönde etkiliyor. Doğa, kendini oluşturan unsurların karşıtıyla dengede durur. Eğer birinden alırsanız diğerine eklemek zorundasınız. Kadınlarda bastırılan içgüdülerin karşılığı, erkeklerin doğasına aykırı aşırı bir yüklemeyle dengelenmeye çalışılmış. Bu ayrı bir yazı konusu ama toplam kalite her iki cinsin özgün yapılarına dönmesine bağlı.

Bugün kadını spor dahil yönetim, siyaset, finans hatta askerlik mesleklerinde daha çok görüyoruz. Her şeyin bir zamanı var ve teknoloji çağı kadını öne çıkararak o zamanın geldiğini haber veriyor. Bugün toplumu dönüştürme potansiyeli olan spor ve kadın yan yana müthiş sinerji yaratıyor.

Hakan Tanar

Hakan Tanar, 30 yılı aşkın süre satış ve pazarlama sektöründe bulundu. Profesyonel bir yöneticinin piyasaya yönetici yetiştirebilmesi için önce kendisini sürekli geliştirmesi gerektiğine inanıyor. Bu anlamda ömür boyu öğrenmeyi temel şart olarak kabul ediyor. Yazmaya ilgi duyması, kendisinde kişisel blog açma fikrini geliştirmiş. Edebiyat, felsefe, kozmos, popüler bilim ve tarihe ilgi duyuyor. Öğrenmeyi ve yazmayı seviyor.

%d blogcu bunu beğendi: