Nesnelerin İnterneti: Yeni bir dijital düzen
İnternetin insanları yakınlaştırması, sektörlerin, yerleşik sistemlerin ve makine öğrenimi dahil bir çok teknolojinin de yakınsamasına sebep oldu. Bu kadar farklı alanların birbirinden haberdar olması, internetin daha da genişlemesi olan nesnelerin interneti (IoT) ile gerçekleşti. Dünyada süper güçler etrafında bir kutuplaşma olduğunu düşünsek de teknolojinin çevresinde tek kutuplu dijital bir düzenin oluştuğunu görüyoruz.
Nesnelerin interneti nedir?
Nesnelerin interneti (IoT) sensörlere, işleme kabiliyetine, yazılıma ve diğer teknolojiye sahip cihazların birbiriyle internet üzerinden bağlanarak veri ve sistem aktarmasıdır. Bu cihazlar elektronik, iletişim ve bilgisayar bilimleri mühendisliğini kapsar. Cihazlar, internete bağlanmadan da bir ağa bağlanarak birbiriyle konuşabilir. Mesela bir bankanın ATM’si ortak bir sunucu üzerinden diğer bankanın ağına bağlanabilir. Diğer sunucularla konuşup işlemini yaptığında bunu bağlı olduğu ağ üzerinden gerçekleştirmiş olur. Ayrıca hayatımızda yıllardır olan IoT örnekleri arasında trafik lambaları, cep telefonları ve akıllı cihazları sayabiliriz. Ne var ki artık bundan daha fazlası olan sürücüsüz arabalardan akıllı şehirlere, akıllı evlerden devlet kurumları ve endüstriyel ekipmanlara kadar her alanda nesnelerin internetini görüyoruz.
Bir zamanların bilim kurgusu artık gerçek oluyor.
Nesnelerin interneti, hayatınızın her noktasına dokunacağı yeni bir düzen kuruyor. Sese duyarlı küçük bir sensör, birbirine bağlı binlerce sensörün oluşturduğu dev bir şebekeyi harekete geçiriyor. Size sadece tek bir sözle verdiğiniz emrin sonucunun konforunu yaşamak düşüyor.
Mesela akıllı evinizde uyandırma servisinden sizi saat 07:00’de uyandırmasını istersiniz. Nesnelerin internetini oluşturan sensörler, bu plana göre ertesi günün hazırlığını yapmak için iletişime geçer. Sabah uyanıp yataktan kalktığınızı, entegre haberleşme sistemi kahve makinesine bildirir. Banyoda dişlerinizi fırçalarken günlük işlerinizi ve randevularınızı aynadan kontrol eder ya da haberleri izlersiniz.
Evden çıkarken size ait tek bir veri, gününüzün geri kalanını planlamaya yeter. Yüz tanıma sistemi ile portaldan bir taksi çağırırsınız. Tamamen size uygun kişiselleştirilmiş bir araba sizi evinizden alır. Taksi şirketinde tanımlı dijital hesabınızdan ödemenizi yaptıktan sonra dijital asistanınız ofise doğru yola çıktığınızı öğrenir. Siz yoldayken ofisiniz sizin tercihleriniz doğrultusunda hazırlanır.
Buna benzer IoT örneklerini çoğaltmak mümkün. Belki de yakın gelecekte teknoloji, beyninize yerleştirilen bir çip sayesinde aklınızdan geçenleri size sunacak. Bir bulutun içinde yaşamak gibi sadece düşünmeniz yeterli olacak.
Özellikle bilgi işlem, ticari sensörler, yerleşik sistemler ve makine öğreniminin artık akraba olması, bu eko sistemin daha da gelişmesini sağlıyor. Nesnelerin interneti kavramı, ilk kez 1999 yılında bir teknoloji uzmanı olan Kevin Ashton tarafından kullanıldı. O dönemde insanlara bilim kurgu gelen terim, bugün büyük çapta bilgi üreten, veri işleyen ve milyarlarca makinenin konuştuğu bir eko sistem haline geldi. Peki bu durum nasıl gerçekleşti? Biz bu düzenin aslında neresindeyiz?
WWW yeni bir ekonomik model yarattı.
1990’ların başında dünya yeni bir ekonomik düzenin eşiğine geldi. Oluşan bu yeni düzen, bugüne kadar bildiğimiz iktisadi sistemlerden farklıydı. Öyle ki insanlık, gelişen teknolojilerle yeni bir çağın kapısını araladı. World Wide Web ile başlayan bu çağ, yeni bir kavramın tetiklediği ekonomik düzenin altyapısını oluşturdu. İş dünyasının bildiği ama halkın çok farkında olmadığı bu yeni modelde, yapılan değişimden her hangi bir kâr sağlanmıyordu.
İlk internet (fledgling internet) ile teknolojinin ucuzlaması, teknoloji ürünlerine ulaşımı kolaylaştırdı. Akıllı telefonlar ve bilgisayarlar, insanların birbirine daha çok bağlanarak video, resim ve yazı paylaşımını arttırdı. Böylece milyonlarca insanın ürettiği bilgiyi bedelsiz olarak birbirine dağıttığı ve sıfır maliyetle ortak paydanın oluştuğu yeni bir ekonomik model doğdu. Bu model kısa zamanda toplumun tüm kesimlerini etkiledi. İlk başlarda gazete, dergi ve kitap endüstrisi gibi entellektüel sektörleri etkiledi. Ne var ki teknoloji yaygınlaştıkça 3D yazıcılar gibi teknolojilere ulaşmak kolaylaştı. Bu durum fiziki üretimin de ucuzlamasını sağladı. Böylece yeni ekonomik model bireysel üretimi evlere taşıdı. Bunun sonucunda herkesin hem üretici hem de tüketici olduğu yeni teknolojik devrim başlamış oldu.
Bu ekonomik model, tüm bunları geçmesi gereken pazarları atlayarak gerçekleşti. Önceleri şirketler, bedava dağılan bilgiyi daha sonra ücretli aboneliklere çevirerek bunu yönetebileceklerini düşündüler. Neticede ham olan bedava bilgi işlenmeliydi ve rafine bilgiye ulaşmak için insanlar bir bedel ödeyebilirdi. Ne var ki her yerden sürekli akan bilginin işlenmesi, en büyük teknoloji şirketlerinin dahi tek başına altından kalkamayacağı bir yük haline geldi.
Nesnelerin interneti, 3 internetin birleşmesi ile doğdu.
Bugün bildiğimiz iletişim internetinin enerji ve lojistik interneti ile birleşmesi, milyarlarca insanın sadece haber üretmekle kalmayıp enerji ve fiziksel ürünlerini de paylaşabileceği imkanı sundu. İnternetin genişlemesi de diyebileceğimiz nesnelerin interneti (IoT) böylece doğmuş oldu.
Bunların 3’ünün birleşmesiyle tek merkezden yönetilen operasyonel bir platform oluştu. Bir organizmanın beynine sürekli veri aktaran bir sinir sistemi gibi nesnelerin interneti tüm ağı sardı. Bu beyinden çıkan bilgi enerji, iletişim ve lojistik internetini sensörlerle besleyen değer zincirini oluşturdu.
Bugün tabiatta, büyük depolarda ve dağıtım merkezlerinde nesnelerin internetini kullanıyoruz. Ayrıca trafik lambalarında , perakende mağazalarda, ofislerde ve üretim merkezlerinde haber akışını güncelleyen milyarlarca sensör var. Her yenilik kendi sensörünü getiriyor ve 2030 da yüz trilyonlarca sensör olacağı tahmin ediliyor. Bunların hepsi iletişim internetinin enerji ve lojistik internetine yakınsamasıyla oluyor. Bu 3 motor, birbirini besliyor.
Bugün Web ile milyarlarca insan sıfır maliyetle bilgi üretiyor. Resim paylaşıyor benim gibi blog yazıyor ve içerik üretiyor. Bunlardan faydalanan iş dünyası, bilginin paylaşılması için daha büyük yatırımlar yapıyor.
Nesnelerin internetinde daha yolun başındayız.
Nesnelerin internetiyle ilgili rakamlara bakarsak bugün ve gelecek hakkında daha fazla fikir sahibi oluruz. 2030 yılında 30 milyar cihazın birbiriyle konuşacağı tahmin ediliyor.
Bu cihazların 8 milyarının Çin’de olacağı öngörülüyor. Endüstriyel ekipman olarak 100 milyon adet birbirine bağlı cihazın 2030’da 8 milyarın üzerine çıkması bekleniyor. Bunun yanında tüketici segmentinde nesnelerin interneti, en çok internet ve medya cihazları olarak kullanılıyor. Bunlar arasında akıllı telefonların 2030’da 17 milyarın üzerine çıkacağı tahmin ediliyor. Yine aynı yıl, 1 milyardan fazla otonom cihazın IT altyapısı ve akıllı şehirlerde kullanılması bekleniyor.
Bunu para cinsinden ifade edersek, özellikle tedarik pazarında 500 milyar dolarlık bir pazardan bahsediyoruz. Bu pazarın %65’ini imalat sanayi, mobilite, ulaşım, sağlık hizmetleri ve akıllı şehirler oluşturuyor. Ancak bu düzeni yönetmesi beklenen yapay zekanın da daha çok enerji tüketeceğini bilmemiz lazım. Makinelerin çoğalmasından dolayı yakın gelecekte bir enerji sorunu yaşayabiliriz.
5G ve yapay zeka teknolojisi nesnelerin birbirine bağlanmasını ve verinin işlenmesini kolaylaştırdı.
İletişim ve makine öğrenmesi, nesnelerin internetinin yaygınlaşmasında çok etkili oldu. Bağlanma hızının ve verinin hızlı işlenmesinin neden bu kadar önemli olduğunu IoT’in nasıl çalıştığını incelediğimizde daha iyi anlarız.
Nesnelerin internetinden gelen veriler anlık ve gerçek olduğundan hemen işlenmesi gerekir. Bunun sebebi bilginin hızla işlendikten sonra veriye dönüştürülüp kullanıma sokulmasıdır. Gittikçe hızlanan bir dünyaya adapte olmamız buna bağlıdır. Bu sebeple bant genişliği ve bağlantı gücünün yüksek olması gerekir.
Nesnelerin interneti nasıl çalışır?
Buradaki nesnelerden kastımız, bir ağ bağlantısı olan cihazlardaki sensörlerdir. Sensörler, veri topladıktan sonra internet gibi bir IP ağına veriyi işlenmesi için gönderir. Bu, telefon gibi bireysel bir cihaz ya da endüstriyel bir ekipman olabilir.
Sonrasında toplanan veri, 2. katman olan ağ geçidinden güvenli bir şekilde arka uca iletilir. Aşağıdaki şekilde de göreceğiniz gibi arka uçta muazzam miktarda veri toplanır. Toplanan bu veriler rafine hale getirilerek iş fırsatları ve makine öğrenmesini kolaylaştıran işlenmiş veriye dönüşür.
Nesnelerin internetinin genişlemesi daha fazla içgörü sağlıyor.
Bugüne kadar olaylar arasında ilişki kurarak veri elde ettik. Ne var ki elimizdeki verileri yorumlarken bugün yaptığımızdan daha fazla tahminde bulunduk. Bu sebeple kararlarımız bugün olana nazaran daha fazla tahmine dayanıyordu. Mesela hava durumunda yaşanan olağanüstü değişikliklerin yatırım kararlarında nasıl sonuçlar doğuracağı eldeki verilerle tam saptanamazdı. Bunun nedeni daha az noktadan veri akması ve gelen verilerin anlık olmadığı için güven vermemesiydi. Bu yüzden kararlarda tahminler daha ağırlıklıydı.
Ne var ki IoT’nin gelişmesiyle, artık daha fazla veri kaynağından anlık veri akışı sağlanabiliyor. Böylece farklı sektörler arasında bilgi akışı daha hızlı olmaya başladı. Bu gelişmeler, yatırım kararlarında daha doğru ve etkili kararlar alınmasını sağladı. Bugün nesnelerin interneti, hava durumundan borsaya kadar kendi arasında bir değer zinciri oluşturabiliyor. Bu öyle bir zincir ki kötü hava şartlarının hangi hisseleri etkileyeceği tespit edilebiliyor. Üstelik bu, tahminden öteye net bir veri olarak elinizde oluyor.
Mesela hava şartlarının kötüleşeceğini tespit eden hücre, bunu meteoroloji müdürlüğüne bildirir. Oradan havacılık, tarım veya gemicilik sektörlerinden finans, sigorta ve turizm sektörlerine sensörler aracılığı ile akan veri işlenir. Sektörlerin birbiriyle yakınlaştığı bir çağda veri, başka sektörlere de akar ve yatırım kararlarında etkili olur. Bütün bunlar bağlantının hızlı, sürekli ve verinin hızlı işlenmesi sayesinde mümkündür.
Yapay zeka ile nesnelerin internetinin doğası değişiyor.
Artık işlerin birbiri ile yakınlaşması, her işin kendine yakın bir işle bir sonrakine ulaşması, basit ve kural tabanlı yapay zekadan üretici yapay zekaya geçmeyi gerektiriyor. Örneğin bir trafik lambası sedece belli zaman aralıkları ile yanıp sönmemelidir. Bunun ötesinde tahmin edilmeyen bir sebepten dolayı trafiğin sıkışmasında da durumu yönetmesi gerekir. Mesela bir trafik kazasında hastaneye ulaşıp bir ambulans çağırabilir. Bunun yanında kendi aralarında iletişim kurup trafiğin az olduğu bağlantı yollarında zaman geçişlerini uzatabilir.
Sağlık sektöründen örnek vermek gerekirse; nesnelerin interneti sayesinde elde edilen verilerden bir kanser ya da kalp hastasına hangi ilacın yazılacağına doktor daha doğru karar verir. Hasta, uzaktayken dahi kullandığı giyilebilir bir teknoloji üzerinden doktoruna veri akışı sağlar. Doktor, hastalığın hangi seviyeye ulaştığını takip eder ve buna uygun tedbiri alır. Bunun yanında alışverişlerde daha hızlı teslimat için kullanılan dronelar, hava trafiğini algılayıp nerede yükselmesi ya da alçalması gerektiğini hesaplar. Nesnelerin interneti, üretici yapay zeka ile bilgiyi toplayıp o bilginin doğasını kavrayarak hangi zamanlarda kullanacağını öğrenir.
Bilgi o kadar ucuz ki kendi algoritmanızı yaratabilirsiniz.
Sensörler üzerinden gelen bilgiyle artık hem üreten hem de tüketen küçük bir işletme durumundasınız. Sensörler aracılığıyla akan veriyi işleyerek Amazon ve Google’ın yaptığı gibi sıfır maliyetle kendi algoritmalarınızı yaratabilirsiniz. Yapay zekanın olduğu çağda bu çok zor bir şey değil. Satın aldığınız bir uygulama ve mobil teknolojiyle beraber bu altyapıyı da zaten satın almış oluyorsunuz.
IoT(nesnelerin interneti) nin faydaları nelerdir?
Bir işi planlarken ya da günlük işlerinizde tahminler yaparken artık kararlarınızı gerçek verilere dayanarak alabilirsiniz. Bu, size büyük zaman ve kesinlik kazandırır. Bugün milyarlarca sensörden sürekli bir veri akışı var. Bunun yanında sosyal medyada yapılan paylaşımlara verilen tepkilerden çok fazla bilgi üretiliyor. Bu durum IoT için durmadan geometrik büyüyen veri akışı anlamına geliyor. Burada küçük bir veriden o kadar çok bilgi üretiliyor ki, bir hücrenin bölünmesi gibi veri devamlı kendini çoğaltıyor.
Nesnelerin interneti ile yeni bir değer zinciri oluşturursunuz.
Birçok iş insanı, nesnelerin internetini etkin operasyon ve maliyetlerin düşmesinden dolayı faydalı bulur. Ne var ki bu konunun 2. önemli tarafıdır. Bir işin büyümesi ve anlık kararların alınabilmesi, bilgi ve verinin anında elde edilmesiyle olur. Hayati kabul edilen bir üretim bandında aksayan bir parçanın tespitinin süresi, nesnelerin internetiyle kısalır.
Bunun yanında satış sektöründe kesin satış tahminlerinin yapılması için gerçek ve anlık veriye ulaşılması gerekir. Bunlar hedeflere ulaşmak için gereken hız ve kesinliği sağlar. Bu saydıklarım zaten etkin bir iş süreci ve daha düşük maliyet olarak görülebilir. Neticede bu varsayım doğrudur ne var ki bunlar birer sonuçtur. Oysa bu sonuçlara hangi nedenlerin sebep olduğunu anladığımızda gelecek açısından çok değerli içgörüler elde ederiz. Bu anlamda nesnelerin interneti, bakış açımızı zenginleştiren bir olgudur.
Bunun yanında IoT, tam zamanlı koşullarda anlık bilgi sağlar. Uzun süre tespit edemeyeceğiniz aksayan bir unsuru hemen görmenizi ve müdahale etmenizi sağlar. Bu, maliyetlerin düşmesini öngörmekten daha öte bir şeydir.
Nesnelerin interneti siber güvenlikte zaaf yaratıyor.
Cihazların birbirine daha çok bağlanması zeki makine çağının yolunu açtı. Bu evrimin sonucu olarak IoT, veriye dayalı bir dünyanın oluşmasında önemli rol oynamaya devam ediyor. Ne var ki teknoloji bu yönde gelişirken her dönemde olduğu gibi karşı akıl da kendini geliştiriyor.
Daha çok sensörün birbirine bağlanması sistemi siber saldırılara açık hale getiriyor. IoT yaygınlaştıkça ağ üzerindeki cihazların da çoğu gömülü hale geliyor. Bu da güvenlik yazılımlarının kısıtlı ya da hiç olmayacağı anlamına geliyor. Bu sebeple ağ içine girmek hem kolay hem de sızan zararlı yazılıma iyi bir saklanma yeri oluşturuyor.
Bir başka zorluk da depolanan bilginin uygun şekilde saklanması ve depolanması. Size önemsiz gelen bir veri, işinizi çok kolaylaştıran bir veri seti haline geliyor. Burada veriyi yeniden yapılandıracak bir yapı kurmak gerekiyor. Ayrıca gelen verilerin ne kadarının hangi zamana kadar tutulacağı ve nasıl tutulacağı meselesi de var. Bu sebeple binlerce sensörden her an akan veriyi işlemek, yeni yöntemler ve yeni bir mimari gerektiriyor.
Siber güvenlik sorunu yüzünden nesnelerin internetine kuşkuyla bakılmaya devam ediliyor. Eğer bu iki kavram birbirine açıklarını kapatacak şekilde daha çok yaklaşırsa o zaman gizli kalan çok daha fazla değer ortaya çıkar.
Sonuç
Farklı birçok endüstriyi ve teknolojiyi birleştiren Nesnelerin İnterneti (IoT) bir zamanlar bilim kurgu filmlerinde olurdu. Teknolojinin hızı zaman algımızı değiştirdi. Öyle ki 20 yıl önce hayal olan şeyleri bugün elimizle tutabiliyoruz. Yine 20 yıl önce imkansız gördüğümüz şeylerin olacağına artık hiç şaşırmadan inanıyoruz.
Nesnelerin interneti, bilişim cihazlarıyla süreçleri kısaltırken insan müdahalesini azaltıyor. Ayrıca insan hayatını kolaylaştırması ve verimliliği arttırması yanında yeni bir dijital dünya düzeni de yaratıyor.
Geri bildirim: Büyük veri, çağın en önemli sermayesi ve değeridir - Monolog